23 NİSAN 19XX

Varsayalım dedim.
Sahi sandın.
Varsayalım dedin.
Sahi sandım.


Varsayalım ki, gözlerinde yeniden başladı kara sevdam. Sen gül yapraklarını kopardın. Anam görücü usulü istedi seni. Sonra, kavak yelleri esti başında. Henüz yirmi birine girmemiştin. Zaman, baharın yeşilinde durdu. Yüzüme düştü gölgen..

Sen gittin, gölgen kaldı...

Hasret kaldım.

Bir tebessüm kadar yakınımdaydın. Dokundum. Öpücüklerim buğulandı... Dokundum. Bir tılsım gibi girdin yüreğime. Dokundum. Avuçlarımda kayboldun.

Birden nefesini dudaklarımda hissediyorum. Nefesin nefesime değiyor. Ellerini avuçlarımda hapsetmişim. Zaman, karşıdaki mavi dağlardan süzülüp yanı başıma bağdaş kuruyor. Aceleci kuşlar geçiyor penceremden. Sürüden ayrılan bir çift kırlangıç sana doğru uçuyor.

Peşinden Nisan uçuyor. Yağmur gözlü Nisan. Hiç belli olmaz sağı solu. Senin gibidir biraz. Kışın ayazını, yazın yakıcı güneşini taşır yüreğinde.

Bir dolu bulut saklıdır kucağında. Bir hırçınlaştı mı; apansız bırakır yeryüzüne. Can suyu olur, hayat verir. Bora olur hayat alır.

Bayram çocukları bayrak sallar. Renkli balonlar, bayraklar...

Okul pencerelerinde şeytan merdivenleri, kimi mor beyaz, kimi kırmızı..

Gelin elbiseli, mavi-pembe kurdeleli bayram çocukları. Bandolar... Mızıkalar...

Yine de, yağmur gözlüdür Nisan.

Varsayalım sen Nisan’sın. “Varsayalım” dedim. Sahi sandın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder