Uğursuz Pazartesi.
Kovuyorum gitmiyorsun.
Hafta başı oluyorsun her seferinde.
Gelme...
İçime sinmiyorsun.
Saat 13:00. Gelmiyorsun.
On üç, uğursuz derlerdi. İnanmazdım. Uğursuz on üç... Uğursuz Pazartesi. Sabaha kadar seni bekliyorum. Gözlerimde, gözlerinde unuttuğun bakışlar.
Bu lanet kentin tüm sokaklarını arşınlıyorum. Bir köşe başında rastlarım. Bir durakta bekliyordur. Bir kaldırımda görürüm...
İstasyonda gar memurlarının meraklı bakışlarına, otobüs terminallerinde çığırtkan sesine karışıyorsun. Uzak rıhtımda bir gemi uskurunun dalgasında kayboluyorsun.
Tüm sesler sağanak yağan yağmurun uğultusunda boğuluyor. Habis bir sessizliğe tutsak oluyor sokaklar. Odamın penceresinde baykuş sesleri. Ay ışığı içimde bir şeyler eritiyor. Gözlerim gözlerine prangalı, uyku tutmuyor.
Elimi yüreğime değdiriyorum. Yüreğimin gözyaşlarıyla ıslanıyor ellerim.
Pazartesi’ni takvimlerden çıkartamıyorum. Ne sıcak iklimlerden yeni gelmiş kırlangıç anımsıyor seni. Ne taş çeşme, ne kireçli bağ evi, ne penceremden ayrılmayan ay ışığı...
Belki sen de anımsamıyorsun.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder